Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı soykırım davasına Türkiye, bugün Lahey’de müdahil olmak üzere başvuruda bulundu. Türkiye, Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından UAD’deki davaya müdahil olma talebinde bulunan yedinci ülke olacak.
Türkiye’nin müdahilliği, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir. Gazze’deki soykırım iddialarını destekleyen bir metin sunan Türkiye’nin başvurusu, hem sembolik hem de hukuki açıdan büyük önem taşıyor. Diğer bölge ülkelerinin müdahil olma kararlarını da etkileyebilecek bu adım, uluslararası hukukun uygulanması açısından kritik bir rol oynayacak.
Müdahilliğin Yasal Dayanağı
UAD nezdinde davalara müdahil olma hakkı, Divan Statüsü’nün iki maddesi çerçevesinde gerçekleşiyor. 62. madde uyarınca, bir devlet, davadaki karardan etkilenebilecek hukuki menfaatinin olduğunu belirterek mahkemeden müdahil olma talebinde bulunabiliyor. 63. madde ise devletlere, uyuşmazlık konusunun nasıl yorumlanması gerektiğine dair genel beyanda bulunma hakkı tanıyor.
Türkiye’nin başvurusu, bu iki maddenin kombinasyonunu kullanarak yapıldı. Türkiye, hem 62. madde kapsamında müdahil olma hakkını saklı tutarak, hem de 63. madde çerçevesinde genel yorum talebinde bulunarak stratejik bir adım atmış oldu.
Müdahilliğin Amacı ve Önemi
Davalara müdahillik, genellikle iki ülke arasındaki meselelerin üçüncü devletleri de yakından ilgilendirdiği durumlarda kullanılır. Türkiye’nin bu adımı, soykırım ve insan hakları ihlalleri gibi küresel öneme sahip konularda hukuki ve ahlaki sorumluluklarını pekiştirme anlamına geliyor. Müdahillik, diğer bölge ülkelerinin de Gazze’deki uluslararası hukuk ihlallerinin tespitine daha aktif katılımını teşvik edebilir.
Sonraki Aşamalar ve Zaman Çizelgesi
Türkiye’nin müdahillik bildiriminin ardından, UAD, dava taraflarından yazılı gözlemlerini talep edecek. Divan, bu müdahilliklerin kabul edilebilirliğine ilişkin bir duruşma düzenleyebilir. Türkiye’nin metni, Divan’ın internet sitesinde kamuya açık olacak.
Divan’ın yargı yetkisini belirlemesinin ardından, davanın esasına ilişkin aşamaya geçilmesi bekleniyor. Ancak, soykırım gibi karmaşık davaların sonuçlanması genellikle uzun yıllar sürebiliyor. Gazze’deki davanın tamamlanmasının 7-8 yıl alabileceği öngörülüyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası hukuktaki rolünü güçlendirirken, Gazze’deki soykırım iddialarının uluslararası kamuoyunda daha fazla dikkat çekmesini sağlayabilir.
Haber Kaynağı:yenicaggazetesi.com