Baht Oyunu’nun Tuğçesi Aslı Sümen’den set itirafı! “Çamura düştü…”

baht-oyununun-tugcesi-asli-sumenden-set-itirafi-camura-dustu-PVTsZ2fn.jpg

“Baht Oyunu” nasıl gidiyor?

Müthiş gidiyor.

 Set ortamın güzelse neden güzel? Bize spesifik bir şeyler anlatır mısın?

Bu, benim ilk işim. Rol arkadaşlarım, bana hep “Sen, o kadar güzel bir sete denk geldin ki daha sonra mutsuz olabilirsin.” diyorlar.

 Acaba bu durum şans mı yoksa şanssızlık mı?

En azından şu an benim için çok büyük bir şans. Çünkü hocamız Serdar Gözelekli, oyuncuları sette rahat ettirmek için elinden geleni yapıyor.

 Seni üzmek kolay mı?

Beni üzmek baya kolay. Ben pozitif feedback ile çalışıyorum. Bana negatif bir feedback verirsen, hafif sesini yükseltirsen gibi durumlara gelemiyorum. Ben, küçükken basketbol oynuyordum. Baskette de antrenörün sana sert davranıyor, bağırıyor. Ben, basket oynayabilirdim çünkü iyiydim o konuda. Bir noktada bağrılmaya gelemiyorum gibi bir yerden bırakmıştım.

 Güzellik yarışmasına katılmak nasıl oluyor? Ben güzelim ve bu yarışmaya katılmalıyım mı diyorsun?

Üniversitede dansa başladım. 5 danstan oluşan bir kategori var ve yarışmalara katılıyorsun. Ben, orada seyircilerle iletişim kurmanın ve onlardan bir karşılık almanın çok hoşuma gittiğini fark ettim. Üniversite benim için dans demek oldu. Ben aslında ODTÜ işletme mezunuyum. Bir şirketin CEO’su olma hayali ile girdim. Tuğçe’yim ben aslında. O şekilde başlamıştım okula ve ailemin benden beklentisi de o yönde idi. Ama daha sonra farklı bir şey yapmak istediğimi fark edince bu yola nasıl kendimi atarım dedim. En iyisi Miss Turkey’e başvurayım, orada ilk 20’ye kalırım diye düşündüm. Hem ailem kabul etmiş olur böyle bir yola girdiğimi hem de ben bu dünya ile tanışmış olurum. Belki bir ajansım olur gibi bir yerden başvurdum.

Kendinle barışık mısın?

Evet, kendimle barışık biriyim. Miss Turkey’e katılan herkes, kendini güzel buluyordur.

 Aslı, güzellik nedir?

Mesela bir insanla tanışırsın ve belki ilk başta çok güzel gelmez. Ama konuştukça, onunla vakit geçirdikçe sana çok güzel gelmeye başlar. Bence bir insanın bakış açısı, olaylara yaklaşması, pozitif oluşu bence güzellikte çok büyük bir payı var.

 Nasıl gidiyor, neler yapıyorsun?

Şu an hayatım çok güzel gidiyor. Set çok yoğun ve bundan da çok mutluyum. Onun dışında üniversitede profesyonel olarak dans ediyordum ama şu anda da hayatımın bir yerinde olsun istediğim için vaktim oldukça kurslara katılmayı seviyorum. Sonra o dansı evde çalışmayı çok seviyorum. TikTok danslarını yapmayı çok seviyorum ve gerçekten bayılıyorum.

 TikTok kullanıyor musun?

Evet, kullanıyorum. Oradaki dansları çalışmaya bayılıyorum.

 Takip ettiğin TikToker var mı?

Yabancılar var.

 Oyunculukta nereye gitmeyi düşünüyorsun?

Küçükken izlediğimiz ve kült olan filmler olur ya. O olmak istersin ya da sende pek çok duygu uyandırır, ağlatmıştır seni filan. Öyle bir filmde başrol olmak istiyorum ve izleyen insanlarda bende uyanan duyguyu uyandırmak istiyorum. Mesela “Notebook” filmini çok küçükken abim seyrettirmişti. Ben çok ağlamıştım ve beğenmiştim. Hala her izlediğimde ağlıyorum. O hissi yaratmak bence çok güzel bir şey.

 “Baht Oyunu” projesinde şaşırdığın bir set anısı oldu mu?

İdris Nebi Taşkan, dizideki partnerim. Biz, Sapanca’da setteyiz ve 6. bölümü çekiyoruz. Sette gölün ve köprülerin olduğu çok güzel bir yerde idi. Salı günü yayınlanan 5. bölümü izlemeye başladık. İdris’in telefonundan beraber izleyerek gülüyoruz. Reji o sırada bizi çağırıyor çünkü sahneye gireceğiz. Biz de bölüme kendimiz kaptırdık ağır ağır yürüyoruz. O sırada İdris’in ayağı boşluğa doğru bir gitti. Ben de onu görünce bağırdım, sanki bağırmak onu durduracakmış gibi. O da panik olup komple oraya bastı ve derenin içine düştü. Dere de çamurlu filandı. Sette oraya düşebilecek kişi de İdris’ti zaten. Tabii set ekibi için komik değildi çünkü onlar sahneye bekliyordu.

 İdris kızdı mı duruma?

İdris, direkt gülmeye başladı. Çünkü durmak için debelendi derenin içinde. İdris zaten her şeye güler geçer, rahat bir karakter.

 En son en çok istediğin şey neydi?

En son en çok istediğim şey bir diziye girmekti. Olduğu için şu an çok mutluyum.

 En son en çok hüzünlendiğin şeyi paylaşabilir misin?

Bir önceki ilişkimde aldatıldım. Bunu öğrendiğim an baya hüzünlü bir andı benim için.

 Çok üzüldün mü?

Evet, üzüldüm. Kim üzülmez ki? Bir de ilk defa başıma böyle bir şey gelmişti ve benim başıma hiç böyle bir şey gelmeyecek sanıyordum.

 Duruş olarak ne yaptın?

Üzüldüm, ağladım ve ayrıldım. Bir de hep birisi beni aldatırsa kestirir atarım diye düşünüyordum. O kadar kolay da olmuyormuş ve tekrar geri dönüşü de olmuyormuş.

 Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?

Bir arkadaşıma, neden her şeye bu kadar yüzeysel bakıyorsun diye sorardım.

 Kendini affettirebileceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?

Hiç kendimi affettirmemi gerektirecek bir şey olmadı. Bir arkadaşımı ekmişim gibi minik şeyler olmuştur. Onların da gönlünü almasını bilirim.

 Sosyal anlamda yapı olarak bir şeylerden çekindiğin için bir şeyleri kaybettiğini düşündün mü hiç?

Evet, ben kurduğum ilişkiler ve konuşma tarzım çok yumuşak ve karşı taraf kırılır mı diye düşündüğüm için belki de karşı tarafa sözümü dinletme yeteneğimi kaybettim. Belki daha sert olsam karşıdaki benden daha çok korkacak.

 O sürprizi gerçekten anlamamıştı. Sence neden? Sürpriz yapmayı ve yapılmasını sever misin?

Bayılırım sürpriz yapmaya. Yapılmasına da bayılırım. Benim küçük halam da sürpriz yapmayı çok sever. Hatta bir keresinde ben de ona sürpriz yaptım. Kocaman bir sepetim aldım ve ailedeki her üyedenmiş gibi farklı bir hediye aldım. Hepsinin üzerine o isimleri yazdım, resimler bastırdım, yatağına koydum. O uğraşı seviyorum ve daha çok uğraştıkça benim adrenalinim de artıyor. Onun sürprizi göreceği saniye için ben de aşırı heyecanlanmış oluyorum.

 Sürpriz yaparken risk alır mısın?

Hayır, almam.

 Aşk diye bir şey var mı sence?

Var tabii ki.

 Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

Bence aşk kesinlikle var. Bu, benim çok inandığım ve hayatımı besleyen bir kavram. Şu anda da besliyor. Karşıdaki kişi seni özgür bıraktığı zaman, sana karışmadığı zaman, sana güvendiği zaman sorgu sualsiz bir durum oluyor.

 Hayatta böyle bir şey var mı?

Şu an bende var.

 Böyle bir şeyi ilk kez mi yaşıyorsun?

Evet. Hem herkes kendi gibi oluyor hem de beraber başka bir dünyamız da var.

 O zaman sizin hayatınızda kıskançlık yok mu?

Var tabii ki. Yeterince kıskançlık var. Karşı tarafı hapsetmeyen ya da bir şeyler yapmaktan alıkoymayan bir şey.

 Özgürleşmekten kastın ne?

Şu anda bir dizi çekiyorum, göz önündeyim. Partnerinle sahnelerin var ve sevgilin biliyor. Bir şey olmayacağına inanıyor.

 Bunu konuştunuz mu?

Konuştuk tabii ki. Sonuçta ben hayallerime giden bir yoldayım ve yanımdaki insan beni destekliyor.

 Sahne ne olursa olsun rahatsız olamayacağını belirtiyor ve rahatsız olmayacak.

Evet, inşallah.

 Nasıl seviyorsun?

Ben çok tatlı seviyorum. Karşı tarafa onu sevdiğimi çok hissettirdiğim ve sözel olarak bunu dile getirdiğimi düşünüyorum. Daha açık bir şekilde iletişim kuruyorum.

 Dilediğin kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorulma imkanı verildi. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?

Ben, güçlü bir kadın gördüğüm zaman onu izlemekten çok keyif alıyorum. Geçen oturduğum yerde kocaman bir ekranda Beyonce’nin konserleri dönüyordu. Bulunduğum ortamdan kopup sadece o ekranı izledim. Nasıl bu kadar güçlü olabiliyorsun ya da bunu bir kadın olarak güçlü görünmeyi nasıl sürdürebiliyorsun diye sormak isterdim.

Exit mobile version