Avrupa Futbol Şampiyonası son 16 turunda Almanya’yı mağlup ederek çeyrek finale yükselen İngiltere’de, başarıda aslan payı teknik direktör Gareth Southgate’e yazıldı. Southgate 2016 yılında Sam Allardyce’ın görevden alınması ile birlikte boşalan İngiltere A Milli Takımı teknik direktörlük koltuğuna geçici olarak getirilmişti. Ülkenin U21 takımını çalıştırırken bir anda kendisini en önemli koltukta bulan Gareth Southgate bu görevi hiç yadsımadı, hatta İngiltere’yi adeta baştan yarattı.
Gareth Southgate’in başarısına giden süreçte en önemli artılarından bir tanesi takımda yeni bir kültür yaratmak oldu. Göreve geldiği günden bu yana asıl hedefinin oyuncularının oynadıkları oyundan zevk almaları ve mutlu olmalarını sağlamak olduğunu sürekli olarak dile getirdi. Bunu gerçekleştirerek takımın üzerinde yaratılacak baskıyı hafifletmeyi, böylece girişeceği gençleştirme harekatına da uygun bir zemin oluşturmayı hedefliyordu.
Uzun yıllar beraber oynayacak yeni bir jenerasyonu yaratma çabasına girişti. Hem genç hem yetenekli oyunculardan milli takımı en az bir 10 yıl götürecek bir iskelet oluşturdu. Daha haraketli, daha dinamik bir oyunu da mümkün kılacak formasyon değişikliğine gitti. Takımı sahaya çoğunlukla 4-3-3 ya da 3-4-3 dizilişlerinde çıkardı, son Almanya maçında da üçlü savunmayı başarıyla uygulattı.
Tüm bunlar kendisine yirmi beş yıllık bir hesabı kapatma fırsatı verdi…
Wembley’de oynanan 1996 Avrupa Şampiyonası yarı finalinde seri penaltı atışlarında penaltıyı kaçırarak İngiltere’nin Almanya’ya elenmesine neden olan Garry Southgate, aynı statta bu kez Panzerler’in karşısına teknik adam olarak çıktı ve rövanşı aldı. 1975’ten beri bu statta rakibini ilk kez yenen İngiltere’nin de bu konudaki makus talihini yenmesini sağladı.
Sosyal duyarlılığı yüksek bir takım
Gareth Southgate sadece sahada değil, saha dışında da örnek futbolculardan oluşan bir takım yaratmayı hedefledi. İngiltere Milli Takımı’nda yer alan futbolcular geçmiş yıllarda skandallara karışmış, gece hayatından karıştıkları kavgalara bir çok olumsuz malzemeyle basına malzeme olmuşlardı. Southgate döneminde ise oyuncular toplumsal konulara duyarlı isimler haline geldiler.
Marcus Rashford yoksulluk, Raheem Sterling ırkçılık, Tyrone Mings evsizlik, Alexander Arnold toplumsal dışlanma karşıtı kampanyalar gerçekleştirdi. Jordan Henderson LGBTİ hareketine destek verirken, kaptan Harry Kane de destek amacıyla EURO 2020’de maçlara gökkuşağı renginde kaptanlık pazu bandıyla çıktı.
Taş gibi savunma!
İngilizler turnuvada savunmasıyla ön plana çıkarken, 1966’dan bu yana ilk kez, bir turnuvanın ilk 4 maçında kalesinde gol görmedi. Grup aşamasındaki Hırvatistan, İskoçya ve Çekya maçlarını gol yemeden geçen İngilizler, Almanya karşısında da kalesini gole kapadı. Ortaya çıkan tablo 1966 Dünya Kupası’nı akıllara getirdi.
O turnuvadaki ilk dört maçta da kalesini gole kapayan İngiltere Milli Takımı için o günden sonraki en sağlam savunma değerlendirmeleri yapıldı. EURO 2020’de takımın savunma hattında yer alan oyuncuların ofansif faaliyetleri ve hücum kurmadaki becerileri de dikkat çekti. John Stones yüzde 96.4, Harry Maguire yüzde 88, Kyle Walker yüzde 85.2 gibi yüksek pas isabetleriyle oynadılar.