Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), kamuoyunu uzun süredir meşgul eden sahte diploma skandalına ilişkin dikkat çeken bir açıklamada bulundu. DMM, “Siber Vatan’da Güvenlik Mücadelesi” başlığıyla yayımladığı kapsamlı bültende, ortaya atılan iddiaların çoğunun gerçek dışı olduğunu, resmi belgeler, kurum kayıtları ve adli soruşturmalarla bu dezenformasyonların çürütüldüğünü vurguladı.
Bültende, özellikle sosyal medyada gündem olan “yüzlerce sahte diploma üretildi”, “400 akademisyen usulsüz atandı”, “narkotiğe torbacı yerleştirildi”, “kamu yöneticilerinin e-imzaları çalındı” gibi iddiaların gerçekle bağdaşmadığı belirtildi. Resmi açıklamaya göre, soruşturmada yalnızca 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi tespit edildi. Bu belgelerin yalnızca ikisinin mesleki faaliyette kullanıldığı açıklandı.
Ayrıca, hakkında işlem yapılan 220 kişi arasında kamu kurumlarında görevli herhangi bir akademisyen ya da öğretmen bulunmadığı ifade edildi. DMM, “400 akademisyen atandı” iddiasının da tamamen uydurma olduğunu vurguladı. Bununla birlikte ÖSYM sistemine giriş yapıldığı ve puan değişikliği yapıldığı yönündeki haberler de teknik incelemelerle yalanlandı. İlgili kurumların sistemlerine sızma, diploma üretme ya da puan değiştirme gibi bir durumun söz konusu olmadığı belirtildi.
E-imza sistemleriyle ilgili olarak da kamuoyunda gündeme gelen “yüzlerce yöneticinin imzası çalındı” iddiası abartılı bulundu. DMM, yalnızca 35 kişinin e-imzasının kopyalandığını ve bunlardan sadece ikisinin mesleki belge üretiminde kullanıldığını açıkladı. Geriye kalan imzaların hiçbirinin aktif olarak kullanılmadığına dikkat çekildi.
“Siber Vatan’da Güvenlik Mücadelesi” bülteniyle kamuoyunu bilgilendiren DMM, dezenformasyonla mücadelenin çok boyutlu bir süreç olduğunu ve doğru bilgiye ulaşmak için yalnızca resmi kaynaklara güvenilmesi gerektiğini vurguladı.
