MEHTAP GÖKDEMİR Ankara – Raporda özetle şu tespit ve değerlendirmeler yer alıyor:
ŞİDDET ARTTI: İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı çıkmak, tüm itirazlara kulağını tıkayan iktidarın, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırma çabasının ilanıdır. Veriler, İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını geri çeken siyasi iktidarın, ‘pandemi süresince kadına yönelik şiddet azaldı’ iddiasını da çürüttü. 2019’da toplam 264 bin 660 kadın koruma talebinde bulunurken, bu sayı 2020 sonunda 339 bin 792’ye yükseldi. Başka bir ifadeyle pandemi döneminde koruma talebinde bulunan kadın sayısı en az yüzde 28 arttı. Koruma taleplerinin yüzde 15’i mahkemelerce kabul edilmedi. Yani her altı kadından biri pandemi süresinde kendisine şiddet uygulayan erkekle aynı ortamda yaşamak zorunda kaldı.
MAHKEMELER KANIT İSTEDİ: 15 yılda koruma talebi patladı. Türkiye’de 2006-2020 arasında toplam 2 milyon 123 bin 80 kadın, eril şiddet mağduru olduğu gerekçesiyle mahkemelerden koruma kararı talep etti. Bu taleplerin yüzde 13’ü yani 281 bin 293’ü, ‘yeterli kanıt olmadığı’ gerekçesiyle reddedildi. Talepteki artış kayıtlara yüzde 6 bin 886 olarak geçti. Geride bıraktığımız 15 yılda şiddet gördüğü gerekçesiyle koruma talep eden kadın sayısı tam 70 kat arttı.
YENİ SİSTEM DÖNEMİ: Tek adam rejiminin fiili olarak hayata geçirildiği Haziran 2018 seçimleriyle birlikte kadına yönelik şiddeti meşrulaştıracak adımlar atıldı. 2018-2020 arasında toplam 851 bin 933 kadın koruma talep etti. Bu taleplerin 724 bin 597’si kabul edildi. Buna göre tek adam rejimine geçen Türkiye’de şiddet gördüğü gerekçesiyle koruma talep eden kadın sayısı yüzde 64 arttı.