Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ülkesinin yıllardır maruz kaldığı yaptırımlar, siyasi baskılar ve dış müdahale girişimlerine karşı kararlı duruşunu bir kez daha vurguladı. Son açıklamasında, “Ne yaparlarsa yapsınlar, Venezuela’yı ele geçiremeyecekler.” sözleriyle hem iç kamuoyuna hem de uluslararası topluma güçlü bir mesaj gönderdi.
Maduro, ülkesinin bağımsızlık ruhunun tarih boyunca zorluklarla pekiştiğini ve Venezuela halkının hiçbir zaman boyun eğmediğini belirtti. Ona göre Venezuela, yalnızca doğal kaynaklarıyla değil, kültürel mirası, ulusal kimliği ve bağımsızlık anlayışıyla da dış güçlerin hedefi hâline geliyor. Ancak Maduro, tüm ekonomik ve siyasi tehditlere rağmen ülkesinin kendi ayakları üzerinde duracağını ifade ediyor.
Son yıllarda petrol gelirlerine bağımlılığın azaltılması, tarım ve yerli üretim alanlarında yeni ekonomik politikaların devreye alınması, ülkenin daha dirençli bir yapıya kavuşmasını amaçlıyor. Maduro; Venezuela’nın dışa bağımlılığını azaltan bu dönüşüm sürecinin, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda stratejik bir savunma mekanizması olduğunu savunuyor. Ona göre, ülkenin gücü petrol sahalarında değil; halkın birlik ve direniş ruhunda yatıyor.
Maduro’nun açıklamaları aynı zamanda diplomatik bir meydan okuma niteliği taşıyor. Bazı küresel aktörlerin Venezuela üzerinde siyasi baskı kurmaya devam ettiğini söyleyen Maduro, hiçbir dış gücün ülke yönetimi üzerinde söz sahibi olamayacağını belirtiyor. Bu yaklaşım, ülkenin uluslararası arenadaki yerini güçlendirme ve kendi çıkarlarını savunma stratejisinin temelini oluşturuyor.
Ekonomik sıkıntılar, hiperenflasyon, iç siyasi çatışmalar ve halkın yaşadığı zorluklara rağmen Maduro, hükümetin uzun vadeli hedeflerini net şekilde ortaya koyuyor: Ulusal egemenlik, bağımsız kalkınma, üretim ekonomisi ve sosyal dayanışma. Yönetim, bu hedeflere ulaşılması durumunda Venezuela’nın gelecekte çok daha güçlü pozisyonda olacağına inanıyor.
Bu sözler, hem ülkede iktidara yönelik destek çağrısı hem de dış müdahale söylemlerine karşı kırmızı çizgi niteliği taşıyor. Maduro, Venezuela’nın asla teslim olmayacağını ve halkının hak ettiği bağımsız geleceği kendi mücadelesiyle kazanacağını vurguluyor. Dünya siyasetinin dönüm noktalarından biri olarak görülen bu süreç, Latin Amerika’da güç dengelerinin yeniden şekillenmesine de zemin hazırlıyor.







