İlk filmi ‘Sardunya’ ile önemli bir ödül kazanan oyuncu İlayda Elif Elhih çekimlerden önce endişelendiğini, ‘Altından kalkabilir miyim’ diye düşündüğünü anlatıyor. Canlandırdığı karakterin, üniversite sınavına haftalar kala babasının beyin kanaması geçirdiği haberini alınca ailesinin yanına, memleketi Urla’ya dönen ve babasıyla hasarlı ilişkisini düzeltme fırsatı bulan Defne’nin öyküsü onu heyecanlandırmış, ‘Ne olacaksa olsun, ben bu kızı oynayacağım’ demiş sonra… Elhih’le bu filmin yönetmeni Çağıl Bocut’la tanıştıktan sonra değişen hayatını, ödül getiren ilk oyunculuk denemesini konuştuk.
Size ödül kazandıran Defne karakterini ilk okuduğunuzda neler hissettiniz?
Senaryoyu ilk okuduğumda, bu rolü oynayıp oynamayacağımdan bağımsız olarak karakteri çok sevdim. Türkiye sinemasında yaşadığım çağa uygun, genç kadın karakterler görmüyorum. Defne, bir bakıma öyle bir kız. Başına gelenler ne olursa olsun kendi doğrusunun peşinde giden bir kahraman. Onu görmek iyi geldi. İlk işim olduğu için korktum tabii altından kalkabilir miyim diye ama en sonunda ‘Ne olacaksa olsun, ben bu kızı oynayacağım’
dedim…
Bu karakterde sizi etkileyen neydi?
Defne babasının felç geçirmesinin ardından çok uzun bir zaman sonra şehirden kalkıp çocukluğunu, ergenliğini yaşadığı kasabaya, Urla’ya dönüyor. Kendi geçmişinde, bugününde ve kendi içindeki yolculuğa tanık oluyoruz. Bir yandan da baba-kız arasındaki ilişkiye ve etik, ölüm, kuşak çatışması gibi konulara bakıyoruz.
Film boyunca adalet kavramını sorgularken vicdanı ve özgürlüğü arasında bir seçim yapması gerekiyor Defne’nin. Siz neyi seçerdiniz?
Çok zor bir soru, İlayda olarak cevap veremem. Defne üzerinden şunu söyleyebilirim; Defne adaletli bir kız, neredeyse son ana kadar yanlış bir şey yapmıyor. İyi niyetli davranırken yaptığı tek hatanın sebebi bence babası, daha doğrusu babasının kişiliği. Film de bunu söylüyor zaten.
Elhih (solda) şehirden kasabasına dönen bir karakteri canlandırıyor.
Sizle Defne arasında benzerlikler var mı?
Hem var hem de yok. Defne’ye göre ben daha gülmeye meyilliyim. Gülünecek bir şey varsa hayatta kaçırmam. Defne daha konsantre ve ağır bir karakter. Benzeştiğimiz tek yer etik anlayışlarımız.
Bu rolün size ödül getirmesini bekliyor muydunuz?
Hiç beklemiyordum. Bekleseydim kazandığımdaki şaşkınlığımı yaşayamazdım. O şaşkınlık gerçekten yaşanılası bir hismiş.
ÇOK HAYALİM VAR
Oyunculuğa ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?
Lisede tiyatro okudum. Pera Güzel Sanatlar Lisesi mezunuyum. Liseden önce annemlerle hafta sonu oyunlara giderdik. Ortaoyuncular Tiyatrosu’nda ‘Kiralık Oyun’ adlı bir oyun izlediğimizi hatırlıyorum; Ferhan Şensoy, Okan Bayülgen ve Özgü Namal rol alıyordu. Çok etkilenmiştim. Oyuncu olma fikrini sevdim. Sanırım derslerim de pek iyi değildi zaten. Her şey olması gerektiği gibi olmuş demek ki.
Sette olmak ne hissettiriyor?
Set fiziksel ve zihinsel olarak yorucu bir ortam. Kondisyonlu olmak gerekiyor. Eğer güzel bir ekibe dahil olduysan, iyi bir iletişim varsa ve bir şey ürettiğini, yarattığını hissediyorsan bütün yorgunluğa değiyor.
Sosyal hayatınızda nasıl birisiniz?
Değişken biriyim (gülüyor).
Neler yapmaktan hoşlanırsınız mesela? Hobileriniz neler?
Yalnız takılmaktan hoşlanıyorum. Evde oturayım, film-dizi izleyeyim… Sevdiğim işleri tekrar tekrar açıp izlerim. Sinemaya, konsere gitmeyi severim. Müzik ve dans…
Çok normal şeyler. Sevdiğim insanlarla oturup saatlerce konuşmayı da severim.
Hayalleriniz neler?
Hayallerim çok. Huysuz ya da kötü bir kadın karakter oynamak istiyorum mesela… Ya da Türkiye’de bir türlü kabul edemediğimiz, ‘cüretkâr’ bulunan ama aslında tüm genç kadınların ‘normal’ hayatlarını konu alan bir hikâyedeki o kadın olmak istiyorum.
‘ALIŞIK OLMADIĞIMIZ BİR İKİLİ…’
Neden ‘Sardunya’yı seyretmeli izleyici?
Çok kişisel bir cevap olacak ama ben olsam hikâye genç bir kadın ve babası üzerinden ilerliyor diye bile merak eder, izlerdim. Sinemada görmeye alışık olmadığım bir ikili gibi geliyor. Herkesin film izleme motivasyonu farklı tabii.
Filmle ilgili nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Hep olumlu dönüşler aldım şu ana kadar ama henüz çok az seyirciyle buluştu. Yakın zamanda yurtdışında da gösterilecek ve umarım Türkiye’de de çok daha geniş bir kitleye ulaşacak. Heyecanla yorumları bekliyorum.