Prof. Dr. Uşan, işverenin aşı olmayan çalışanın tazminatını vererek iş akdini sonlandırabileceğini belirtti.
Fabrika ortamı…
Anayasa Mahkemesi tarafından düzenlenen, ‘Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı’ sempozyumun birinci oturumunda ‘Özel Hukuk İş İlişkileri’ kapsamında ‘Özel Hayata Saygı’ konusu ele alındı.
Oturum Başkanı Uşan, pandemi nedeniyle işverenlerin çalışanlarına aşıyı zorunlu tutmalarına ilişkin, bir fabrika ortamında sıkı ve yakın bir çalışma ilişkisi söz konusuysa, burada işverenin, işçisini aşıya zorlamasını yerinde bulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Hukukumuzda iki tür fesih söz konusu var. Bir tanesi haklı nedenle, diğeri geçerli nedenle fesih. İşveren ‘ben iş sağlığı güvenliği tedbirlerini almak zorundayım, hem işçi olarak sizin hem diğer işçilerin sağlığına ilişkin tedbir alacağım, hem de müşterileri korumak zorundayım’ der. Siz dışarıdan bir hastalık getirip bunu bulaştırabilirsiniz. Bu durum doğrudan doğruya ‘haklı fesih’ sebebi demek çok doğru olmayabilir ama ‘geçerli fesih’ nedeni oluşturur. Yani tazminatlarını ödeyip, işten çıkarma hakkını kullanabilir işveren.”
‘Pozisyona göre’
Ancak böyle durumda pozisyona bakmak gerektiğini kaydeden Uşan, “Çok böyle afaki bir şekilde ‘aşı olmadınız kardeşim güle güle’ demek çok uygun değil. Pozisyona bakmak lazım. İşçinin diğer işçilerle, müşterilerle irtibatı var mı buna bakmak lazım. Somut olayın şartlarına bakmak gerekir. Bunun sonucunda işçi aşı olmayı reddediyorsa belki tazminatı ödenerek işten çıkarmak menfaatler dengesine daha uygundur” dedi.