DANİMARKA BÜYÜKELÇİSİ:TAHIL KORİDORU ANLAŞMASINDA TÜRKİYE SON DERECE İYİ BİR İŞ ÇIKARDI

danimarka-min

AKTİVİST GAZETECİ SEYHAN SOYLU DANİMARKA ANKARA BÜYÜKELÇİSİ DANNY ANNAN İLE YAPTIĞI RÖPORTAJIN DETAYLARI!

SEYHAN SOYLU:  Konuğumuz Danimarka büyükelçisi sayın ekselansları Danny Annan. 27 yıldır Danimarka’nın dışişleri bakanlığında görev aldı ve hep yurt dışında çeşitli misyonları üstlendi…  Ondan önce neredeydiniz? Hangi ülkedeydiniz?

DANNY ANNAN:6 değişik ülkede görev aldım. Suriye, Srilanka, Lübnan ve Hindistan, Türkiye’den önce de İran’da görev yaptım

SEYHAN SOYLU: Genelde gittiğiniz ülkeler Ortadoğu ülkeleri, bu konuyla ilgili uzmanlık alanınız var mı?

DANNY ANNAN: Çok haklısınız. Ben gerçekten orta doğu uzmanı sayılırım, hem Danimarka’nın Ortadoğu’daki büyükelçiliğinde çalışmanın yanı sıra dışişleri bakanlığının merkezi teşkilatında, Ortadoğu ve kuzey Afrika’da görev aldım.

SEYHAN SOYLU: Sayın ekselansları Filistin ve İsrail savaşı hakkında ne düşünüyorsunuz?

DANNY ANNAN: Tabi ki şu an bölgede meydana gelen gelişmeler son derece talihsiz.  İsrail’e yönelik Hamas saldırısıyla ortaya çıkıyorlar… Tabii ki de biz bu saldırıyı bir provokasyon olarak görüyoruz ama aynı zamanda, şu an meydana gelen çatışmanın her iki tarafta da daha fazla can kaybı olmamasını ümit ediyoruz.

SEYHAN SOYLU: Danimarka, ekonomik çıkışını, teknolojiyi olsun birçok dalda nasıl başardı? 6 milyonluk nüfuslu bir ülke, dünyada teknoloji konusu dâhil birçok konuda nasıl bu kadar hâkim?

DANNY ANNAN: Bence en ana kıstas ön görüle bilirlik, Danimarkalı şirketler devletten ne tür adımlar geleceğini çok iyi biliyorlar. Devletin, onların işlerini yapabilmesi için gerekli çerçeve koşulları sağlayabileceğini biliyorlar. Örneğin eğitim sistemi… Danimarka’da, öyle bir eğitim sistemimiz var ki, şirketler bu eğitim sisteminden gelen insanların ihtiyaçları olan iş gücünü sağlayabileceğini biliyorlar.  Son bir nokta eklemek istiyorum, Danimarka dünya markası tarafından yayınlanan iş yapma kolaylığı endeksinde birçok sefer üst sıralarda yer aldı. Dolayısıyla hem iş yapmak ve yatırım yapmak Danimarka’da son derece kolay.

SEYHAN SOYLU:  Çevre hakları ve temiz bir dünya için kişisel fikirlerinizi merak ediyoruz. Danimarka’nın bu konuda ne gibi adımları ve fikirleri bulunmaktadır?

DANNY ANNAN: Danimarka yeşil dönüşüm konusunda son derece iddialıdır.

SEYHAN SOYLU: Müthiş. Yani o sokakları falan görüp yeşile, doğaya bu kadar hassasiyeti yüksek ülkeler çok az yani, dünyada belki 10-15 tane böyle hassas ülke var. Tebrik ediyorum sizi, süper.

DANNY ANNAN: Küresel bazdaki karbondioksit solunumuna baktığınız zaman, Danimarka’nın bunu sadece %0.1’ini sağladığını görebilirsiniz. Dolayısıyla yarın Danimarka ekonomisini tümüyle durdursak bile, küresel karbondioksit salınımında çok büyük bir etki yaratamayız. Bu yüzden Danimarka hükümeti, diğer hükümetlerle iş yaparak kendi deneyimlerini onlarla paylaşmaya karar verdi. Türk hükümetiyle de çok iyi bir iş birliğimiz var. 2017 yılında başladı iş birliğimiz ve halen çok güzel bir şekilde devam ediyor. Ama sadece Türkiye değil, Çin, Hindistan, ABD gibi başka ülkelerle de çalışıyoruz. Çok iddialıyız. Dediğim gibi Danimarka olarak 2045 yılında sıfır emisyon hedefine ulaşmayı planlıyoruz. Bu hedefe ulaşmak için tabi ki Danimarka ekonomisini de dönüştürmemiz gerekiyor. Fosil yakıtlarını terk ediyoruz ve yenilebilir enerjiye geçiş yapıyoruz. Günümüzde Danimarka’daki elektrik tüketiminin %23’ü yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Siz Danimarka’yı 3 sefer ziyaret ettiniz. Dolayısıyla Danimarka’nın ne kadar rüzgârlı bir ülke olduğunu biliyorsunuz.

SEYHAN SOYLU:  Yani türbinlerle ilgili, rüzgâr türbinleri?

DANNY ANNAN: Evet. Çok rüzgârlı günlerde Danimarka tüketiminin daha fazlası elektrik üretebiliyor. Dolayısıyla bu ürettiğimiz elektriği, yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz elektriği komşu ülkelere satıyoruz.

SEYHAN SOYLU: Siz dünyadaki teknoloji ülkelerinden birisiniz. Yani 10-15 tane belki maksimum 20 taneden birisiniz. Gelecekte herkes kodlanacak. Bu kodlanma işiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Ve sizden de ilk adım geldi bu kodlanmayla ilgili. Ne düşünüyorsunuz? Geleceğin insanları kodlanmalı mı?

DANNY ANNAN: Ben bu konunun önümüze hem fırsatlar hem de endişeler getirdiğini düşünüyorum. Birçok başka ülkede olduğu gibi Danimarka’da da bu konu, hem halk arasında, hem de siyasiler arasında çok tartışılıyor. Dediğim gibi çok tartışılan bir konu, benim kişisel görüşlerime gelirsek; ben biraz daha iyimser bir taraftan bakıyorum, eğer kontrol edebilirsek bunun önümüze birçok fırsat getireceğini düşünüyorum. Bana göre olumlu şeylerden biri yapay zekâ ve mekanizmalara yeterince bilgi, veri yüklerseniz o zaman belki hastalanmadan önce olabileceğiniz olası hastalıkları bile önceden bildirebilir bu tür mekanizmalar.

SEYHAN SOYLU:  Gelecekte zaten biz buna hazır olmalıyız. Robotik bir çağa giriyoruz onun için doğru, kontrollü, iyi niyetli hareket edersek bir devrim olarak görebiliriz. Ama kötü amaçla kullanılırsa da sıkıntı yaşanabilir. Onun için bizim halkımız da zaten aynı şekilde düşünüyor diyor. Doğru mu algıladım?

DANNY ANNAN: Bu robotik çağ geliyor zaten, biz ne yaparsak yapalım geliyor. Ama hükümetlerin ve biz insanların yapması gereken bu tür teknolojilerin nasıl kullanabileceğine yönelik bazı limitleri yerine koymak, kısıtlamaları koymak. Tabi ki de kalkınma ve gelişme dolayısıyla robotik bir çağ zaten gelecek ama hükümetlerin yapması gereken bu teknolojileri nasıl kullanacağını belirlemek.

SEYHAN SOYLU: Sayın ekselansları, acaba gelecekte robotlar insanların işlerini alacak mı?

DANNY ANNAN: Ben planın içerisinde olacağını düşünüyorum. Buna en yakın örnek, yakın zamanda gerçekleşebilecek bir örnek, kendi kendine giden arabalar. Yani burada belki şu sürücü koltuğunda bir robot görmeyeceğiz ama arabaya yüklenmiş bir bilgisayar programı sayesinde A noktasından B noktasına bir şoföre ihtiyaç duymadan gidebileceksiniz.

SEYHAN SOYLU: Yani o gelecek ile ilgili seyretmiş olduğumuz o teknolojik filmlerin hepsini, o hayallerin hepsinin yansımasıydı bu ve bunların hepsini yaşayacağız?

DANNY ANNAN: Evet, haklısınız. Dediğim gibi ben iyimserim bu konuda. Eğer doğru bir yöntemle kontrol altına alınabilirse bu tür yapay zekâ uygulamalarının bize çok iyi fırsatlar sunacağını düşünüyorum.

SEYHAN SOYLU: Ben de aynı fikirdeyim. Peki, bu konuyla ilgili, taksi şoförü oldu robottan, robottan bir polis oldu, robottan doktor oldu, büyükelçi oldu veya bir devlet adamı oldu. Bir robotun insanlar üzerinde karar verebileceği günlerde gelebilir mi?

DANNY ANNAN: Ben ileride robotların çok daha büyük bir rol oynayabileceğini öngörüyorum Yapay zekânın yine bildiğim gibi hastalıkları önceden tahmin edebileceğini, hatta ameliyat yapabileceği günlerin olacağını düşünüyorum. Ayrıca robotların belki de hukuk sistemine erişim sağlayıp, insanlardan çok daha iyi bir şekilde süreçleri ve işlemleri halledebileceği günlerin olacağını düşünüyorum.

SEYHAN SOYLU: Peki o zaman virüs kaçarsa yapay zekâya?

DANNY ANNAN: O zaman çözümü bulunabilecek kadar yeterli insanın etrafında olmasını ümit ediyorum.

NESRİN İÇLİ: Göç politikaları hakkında fikriniz nedir? Danimarka yabancı iş gücüne ihtiyaç duyuyor mu? Ülkenizin bu konudaki politikaları nelerdir?

DANNY ANNAN: Danimarka’nın çok güçlü bir ekonomisi var. İşsizlik %2.9 yanılmıyorsam. O kadar düşük bir rakam ki bu aslında Danimarka’da işsizlik olmadığını bile söyleyebiliriz.

SEYHAN SOYLU: Geçen sene öyleymiş ama %1.7’ye düşmüş. Bu da yani neredeyse yok demek. Çok büyük başarı…

DANNY ANNAN: Evet, büyük bir başarı ama aynı zamanda bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Yeterli iş gücü olmadığı için yaptıkları ürünleri üretemiyor şirketler. Bundan dolayı da bazı sözleşmeleri kaybediyorlar. Bu zamanlarda karşılaştığımız aslında başlıca bir sorunda, çok sayıda insanın emekliliği olması ve iş gücünden ayrılması ama onların ayrılışını telafi edecek sayıda genç sayısının iş gücüne katılamaması.

Bu sebepten dolayı Danimarka hükümeti kalifiye iş gücünün yabancı ülkelerden Danimarka’ya gelmesi fikrine açık. Ama tabii ki iş gücünün yabancı ülkelerden Danimarka’ya gelmesi fikrine açık… Ancak Danimarka’ya gelmek için öncesinde Danimarka’da bir iş bulmanız gerekiyor. İş bulduktan sonra da Danimarka’da çalışma ve oturum izni için başvuruda bulunabiliyorsunuz. Dolayısıyla son senelerde hem toplumuna, hem de Danimarka ekonomisine katkıda bulunacak seviyede kalifiye iş gücünü Danimarka’ya çekmeye becerdik.

SEYHAN SOYLU: Danimarka hükümeti, şirketlerin seçeceği zekâ düzeyi yüksek,  Danimarka sosyolojik yapısına uygun kişilere destek vererek o şirketleri hızlandıracağız. Bu süreçleri yani oturumlarını, vatandaşlıklarını hızlandırabilmek için destek yapabiliriz. Yani şirketler seçiyor o havuzu. Doğru mu?

DANNY ANNAN: Bu bir öncelik sizin de bahsettiğiniz üzere Danimarka’da kalifiye iş gücüne ihtiyacımız var. Eğer bir kişi Danimarkalı bir şirketten bir iş bulabildiyse o zaman Danimarkalı yetkililer onun Danimarka’ya gelip Danimarka toplumuna katkıda bulunabilmesi için elinden geleni yapacaktır.

SEYHAN SOYLU: Ülkenizde sanata verilen önemin büyük olduğunu biliyoruz. Kültür ve sanat politikanız hakkında bilgi verir misiniz?

DANNY ANNAN: Başka ülkelerde olduğu gibi Danimarka’da da sanat birçok değişik şekil alabiliyor. Son yıllarda Danimarka’yı çok meşhur yapan şey şu; mimarlarımız çok başarılı, tasarımcılarımız çok başarılı. Aynı zamanda Danimarka mutfağı da son yıllarda baya kendinden söz ettiriyor. Danimarka mutfağına değinmek gerekirse son yıllarda Danimarka’ya insanlar, Danimarka kültürünü deneyimlemekten çok Danimarka mutfağını deneyimlemek için geldiler. Bence bu Danimarka mutfağının son yıllardaki ününün arkasında yatan, aslında yapılan yemeklerden çok arkasındaki felsefe ve sunum. Burada aslında mutfağın arkasındaki ana fikirlerden biri sadece genelde yakın bölgelerde yetiştirilmiş gıda maddelerinin kullanılması, mevsimsel meyve ve sebzelerin kullanılması ve kullandığınız malzemenin tamamını kullanarak gıda masrafının önlenmesi.

DANNY ANNAN: Şu anda zaten öğle yemeği vaktine yaklaşıyoruz dolayısıyla yemek dediğiniz zaman bile açlığım daha da artıyor. Ben Türkiye’deki kebap çeşitlerini çok seviyorum sanırım, en sevdiğim yemekler onlar.

SEYHAN SOYLU: Türk kebabı.

DANNY ANNAN: Eğer tatlılara geçersek benim için en güzel, en beğendiğim tatlı katmer onun dışında başka bir tatlıyı aynı seviyeye koymuyorum.

SEYHAN SOYLU: Devam eden Rusya – Ukrayna savaşını üzüntüyle takip ediyoruz. Öte yandan Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin diplomatik aracılık ettiği tahıl koridorundan ve gıdaya muhtaç 3. dünya ülkelerin durumundan da haberdarız. Ülkenizin bu konudaki siyasi ve insani yaklaşımı nedir?

DANNY ANNAN: Danimarka %100 Ukrayna’nın yanında olmaktadır bu çatışmada. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumu kabul edilemez ve Rusya bir an önce Ukrayna’daki kuvvetlerini geri çekmelidir. Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasını tekrardan kabul etmesini samimi bir şekilde ümit ediyoruz. Eğer yanılmıyorsam 33 milyon ton tahıl ithalatı gerçekleşti.  Bu da dünyadaki bütün insanların yararına yapılmış bir ticaretti. Dolayısıyla bu tahıl anlaşması tekrar yürürlüğe alınmalı ve Ukrayna tekrar tahıl ithalatına başlaması mümkün olması gerekiyor. Bu noktada Türkiye’nin son derece iyi bir iş çıkardığını belirtmek istiyorum. Ümit ederiz Türkiye Rusya’yı tekrar tahıl anlaşmasına geri dönmesi konusunda ikna edebilir.

SEYHAN SOYLU: Rusya’nın elinde çok önemli bir doğalgazla ilgili, ısınmayla ilgili ve diğer ihtiyaçlarla ilgili çok önemli bir güç var. Rusya bu gücü ile geçtiğimiz yıl Avrupa’yı cezalandırdı. Bir sürü çocuk üşüdü, yaşlılarımız üşüdü… Yani insan dünyanın her yerinde insandır. Nereli olduğu da çok önemli değil. Putin’in kendi kişisel böyle bir kararı vermesi birçok insanın mağdur olmasına sebep olmadı mı? Danimarka hükümeti olarak nasıl önlemler aldılar doğalgazla ilgili?

DANNY ANNAN: Bu aslında Danimarka için çok büyük bir sorun değil. Çünkü hem doğalgazımız var hem de daha önce bahsettiğim üzere yenilenebilir kaynaklardan elektrikte üretebiliyoruz. Ayrıca birçok insan şu anda evlerine ısı pompası taktırıyorlar, ısı pompası da yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrikten ısı üretebiliyor. Dolayısıyla ben geçen her gün Danimarka’nın dışarıdan gelen enerji kaynaklarına daha az muhtaç duyduğunu söyleyebilirim.

SEYHAN SOYLU: Putin, Avrupa’yı bu kışta cezalandırırsa, Avrupa’da birçok insan sıkıntı yaşayacakmış ve birçok Avrupa’daki devlet başkanı bu olaya sert çıkıyor. Yani “savaşmanın da adabı olur!” diyor. Burada insanlarımızı zor durumda bırakılmamalı, karşı konulmalı bence…

DANNY ANNAN: Ben Putin’in gücünün her geçen gün daha da azaldığını düşünüyorum. Avrupa’ya bakarsanız orada aslında daha fazla gaz elde edildiğini göreceksiniz. Azerbaycan’dan doğalgaz geliyor, ABD LNG sağlıyor, biz Danimarka olarak kendi üretimimiz yenilenebilir kaynaklardan yaptığımız enerji üretimini arttırıyoruz. Hem Kuzey denizinde hem de Baltık denizinde deniz üstü rüzgâr çiftlikleri kurma planımız var. Dolayısıyla bence Avrupa’nın dışardan gelen enerjiye ve Rusya’dan gelen enerjiye olan bağımlılığı her geçen gün daha da azalıyor.

SEYHAN SOYLU: Hollanda’da aynı yatırımı yapıyor, İngiltere’de yapıyor şu an, İsviçre’de bu tür yatırımlar yapıyormuş. Bu Rusya – Ukrayna savaşı ve Ortadoğu’daki barış müzakeresiyle ilgili vermiş olduğu sayın cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi politikasını nasıl buluyorsunuz?

DANNY ANNAN: Ben tahıl koridoru anlaşmasında Türkiye’nin çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Ayrıca tahıl anlaşmasına geri dönülmesi içinde hala önemli bir rol oynamaya devam ediyor Türkiye. Tahıl anlaşmasının küresel gıda arzı için ne kadar önemli olduğunun farkında… Aynı zamanda bir siyasi sürecin başlaması içinde çaba gösteriyor Türkiye. Tabi bunun için henüz biraz daha erken ama Türkiye’nin bu çabalarını takdir ediyoruz.

SEYHAN SOYLU: Sayın Erdoğan’nın Avrupa Birliği ile ilgili yaptığı müzakerelerde Avrupa’nın Türkiye’yi kabul etmesiyle ilgili sıkıntıları dile getiriyor… Türkiye’nin konjonktürel açıdan önemli bir ülke olduğunu herkes biliyor. Ortadoğu ile tampon bölge haline geldiğini, böyle önemli stratejik güce rağmen AB’ ye girememiş olmasını hayretle karşılıyoruz.  AB, Türkiye’yi 60 senedir neden oyalıyor ve neden Avrupa Birliğine almıyor? Kişisel fikrinizi merak ediyorum.

DANNY ANNAN: Burada tabi kişisel görüşüm değil, Avrupa birliğinin genel görüşünün altını çizmek istiyorum. Avrupa birliğine girmek için belirli kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla eğer bir ülke Avrupa komisyonu yada Avrupa Birliğini üyeliği için ortaya konmuş olan Kriterleri yerine getirirse o zaman Avrupa Birliğine girmesi mümkün olabilir. Avrupa komisyonu her sene aday üzerine bir rapor yayınlanmakta ve onları bir sene içerisindeki ilerleyiş durumunu gözden geçirmektedir. Maalesef Türkiye hakkında son yıllarda yayınlanan raporlar, Türkiye üyeliğe yaklaştığı bir noktada olmadığını göstermekte…

SEYHAN SOYLU: Bazı yazarlar Vikinglerin Türk olabileceğini düşünüyorlar. Türkiye’deki yazarları kastediyorum ve Avrupa’daki yazarları… Onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?

DANNY ANNAN: Tabi ki hem Kuzeyden gelen Vikingler, hem Bizans imparatorluğu arasında çok yakın ilişkiler kurulmuştu. Vikingler, Ukrayna’daki nehirlerden aşağıya yelkenliyle ilerleyerek Karadeniz’e açılıp oradan da İstanbul’a ulaşmışlardır. Ben henüz kendim görmedim ama Ayasofya’da bir yerde, bin sene önce bir Viking tarafından kazılmış bir yazı da var.

SEYHAN SOYLU: Danimarka’da yakılan “Kur’an”la ilgili sorumu soracağım. Aşırı sağcı olan bir şahıs tarafından devamlı “Kur’an” yakılmakta… Bundan tüm inançlı insanlar tabii ki rahatsız olur. Şahsım adına söylüyorum. İnançların özgür olduğu bir ülkede,  bir buçuk milyar insanın inanmış olduğu bir kitabın yakılmasına için cezai yaptırımlar neden uygulanmıyor? Uygulanıyorsa da neden engellenmiyor?

DANNY ANNAN: Danimarka’da gerçekleşen bu eylemlerin, ne Danimarka hükümeti ne de Danimarka halkının görüşlerin yansıtmadığının altını çizmek istiyorum. Danimarka hükümeti çok açık bir şekilde bu eylemlerin saygısız ve utanç verici eylemler olduğunu söyledi.

Ayrıca Danimarka hükümeti bir başka adım atarak, Danimarka ceza yasasını değiştirip bu tür eylemlerin önümüzdeki dönemde cezai yaptırımlarla karşılaşacak eylemler haline getirildi.

Benim gördüğüm tasarı yasasında, şu anda iki yıllık bir ceza öngörülüyor bu tür eylemler için.

SEYHAN SOYLU: Şahsım adına ben bir Müslüman olarak çok sevindim böyle bir ceza uygulanmasına. Türkiye olarak konuşuyorum genelleme yapmıyorum. Bu konuyla ilgili Türkiye olarak, Hristiyan, Musevi vatandaşlarımızla hep onların inançlarıyla ilgili çok saygı duyduk. Ve bizden herhangi biri içimizden bir Müslüman, İncil yakmış olsa, ben şahsen gözümün önünde görsem, o adamı gücümün yetiğince elini kolunu bağlamak ve ona engel olmak isterim.

DANNY ANNAN: Haklısınız daha önce söylediğim gibi Danimarka’da gerçekleştiren eylemler,  ne Danimarka hükümetini ne de Danimarka halkını temsil ediyor.

SEYHAN SOYLU: Ben çok teşekkür ediyorum. Birisi yanında İncili yakmaya kalksa nasıl bir refleks verirsiniz? Büyükelçiliği bir kenara bırakarak insani olarak birisi geliyor gözünün önünde İncili yakmaya çalışıyor. Ben bir Müslüman olarak engel olurum. Sayın ekselansları ne yapar?

DANNY ANNAN: Ben kendi tepkimin aslında çok ilgi çekici olduğunu düşünmüyorum.

SEYHAN SOYLU: Ticari ve Ekonomik ilişkiler hakkında bilgi düşünceleriniz nelerdir?

DANNY ANNAN: Türkiye ve Danimarka arasındaki ekonomik ilişkiler son derecede güçlü.

Aramızdaki ticaret yaklaşımı 5 milyar Euro civarında… Çok dengeli bir ticaret hacmimiz var. Birçok ülke için ikili ticaretin dengeli olması son derece önemli. Danimarka için böyle değil. Danimarka bir ülkeden eğer ihracat ettiğinden daha fazla ithalat gerçekleştiriyorsa, bu bir sorun olmaz. Dediğim gibi Türkiye ile olan ticari ilişkilerimiz son derece dengeli… Türkiye bizim için 25. en büyük ihracat pazarı ama Türkiye sadece bizim için ihracat pazarı değil aynı zamanda Danimarkalı şirketlerin yatırım yaptığı bir ülke. Benim elimdeki bilgiye göre Danimarkalı şirketler, Türkiye’de sekiz bin istihdam yarattı. Sekiz bin kişi istihdam sağladı. Bunun ötesinde tabi ki bu şirketlerle iş yapan, Türkiyeli üreticileri düşünürseniz daha fazla… Aslında  istihdam yapar ama tabi ki genel trende bakarsanız beş milyon Euro’ lük ticaret hacmimiz son derece iyi ama tabi ki her zaman daha  iyisini elde etmek için çabalamamız gerekiyor. 2022 yılındaki dataya bakarsak burada ciddi bir artış gördük. Danimarka’nın, Türkiye’ye olan ihracatı %17 civarı arttı Türkiye’nin Danimarka’yla gerçekleştirdiği ihracat ise %19 civarı arttı dolayısıyla çok ciddi rakamlarda bir artış söz konusu. Bu senede ikili ticaretimizde çok olumlu bir trend görüyoruz. Dolayısıyla ben son derece iyimser bakıyorum.

SEYHAN SOYLU: Bir yıl içerisinde Türkiye’den kaç kişi başvuruyor? Türk olarak Danimarka’ya gitmesi için vize başvurularından bahsediyorum.

DANNY ANNAN: Eylül ayının rakamlarına baktığınızda, 2023 Eylül ayına kadar başvuru yapan, bütün sene içerisinde başvuran insanların sayısına yaklaşmıştır. Dolayısıyla Danimarka’ya yapılan vize başvurularından büyük bir artış görüyoruz.

SEYHAN SOYLU: Peki ticari olarak ve kalifiye, yani öyle iyi ticaret gibi değil, kalifiye kaliteli kişilerin daha esnek davranıyor mu? Hizmet veriyor mu? Danimarka yumuşadı mı vize konusunda geçmişte katı kurallar koymuştu?

DANNY ANNAN: Katı olduğumuzu düşünmüyorum Schengen kurallarını uyguluyoruz. Eğer Danimarka’da bir iş imkânınız varsa zaten vize başvurusu değil…

SEYHAN SOYLU: İşle ilgili değil turizm ilgili gezmek anlamında…

DANNY ANNAN: Eğer turizm vize koşullarını karşılıyorsanız tabii ki de her zaman Danimarka’ya vizeli gelebilirsiniz.

SEYHAN SOYLU: Hayır yani zaman zaman yumuşuyor zaman zaman sert oluyor ya, politikalar şu anda hangi aşamada stabil mi gidiyor yoksa yumuşadı mı?

DANNY ANNAN: Biz her zaman ki gibi kuralları uyguluyoruz. Herhangi bir katılaşma veya esneme gibi bir şey yok. Her zaman Danimarka schengen kuralları uygulanmıştır ve dolayısıyla herhangi bir politika değişliği yoktur.

SEYHAN SOYLU: Teşekkür ederim sayın büyükelçi. Bizi ağırladığınız ve sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için.

BUSINESS CHANNEL DERGİ 167. SAYISI ÇIKTI
 
Exit mobile version