Marmara Denizi’nin yıllardır karşı karşıya olduğu müsilaj sorunu, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde yeniden gündemde. Değirmendere bölgesinde yapılan araştırmalar, su yüzeyinden fark edilmeyen ancak sualtında büyük bir tehdit oluşturan yoğun müsilaj tabakasını ortaya koydu.
Müsilaj Ekosistemi Nasıl Etkiliyor?
Gölcük’te sualtı gözlemleri, özellikle 0-20 metre derinlik aralığında müsilajın yoğunluğunu gözler önüne serdi. Sualtı dünyasını adeta esir alan bu yapışkan madde, deniz analarını sıkıştırarak doğal hareketlerini kısıtladı. Bunun yanı sıra midyelerin üzerini kaplayan müsilaj, bölgenin simgesi haline gelen denizatlarının da yaşam alanlarını tehdit ediyor.
Deniz canlılarının yaşam alanlarına doğrudan zarar veren bu tabaka, oksijen seviyesinin düşmesine ve birçok türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor.
Müsilaj Nedir ve Neden Oluşur?
Müsilaj, denizdeki organik ve inorganik maddelerin birikimi sonucu meydana gelen yoğun ve yapışkan bir madde tabakasıdır. Genellikle şu faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşur:
- Artan deniz sıcaklıkları: İklim değişikliği nedeniyle deniz suyunun ısınması.
- Durağan sular: Hareketliliğin az olduğu bölgelerde müsilaj oluşumu hızlanır.
- Besin tuzlarının fazlalığı: Organik maddelerin yoğunluğu, müsilajın büyümesini tetikler.
- Kirlilik: Evsel ve endüstriyel atıkların denize yeterince arıtılmadan bırakılması, süreci hızlandırır.
Bu süreç, mikroskobik alglerin aşırı çoğalması ve salgıladığı yapışkan maddelerin birleşimiyle oluşur. Deniz ekosistemini etkileyen bu durum, Marmara Denizi’nin geleceğini tehdit eden en ciddi çevre sorunlarından biridir.
Marmara Denizi’nde Çözüm Bekleyen Tehlike
Uzmanlar, müsilaj sorununa karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Marmara Denizi’nde sürdürülebilir bir ekosistem sağlamak için etkili bir atık yönetim sistemi kurulması, deniz sıcaklıklarını azaltmaya yönelik küresel ısınma politikalarının uygulanması ve yerel halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Deniz Kirliliğiyle Mücadelede Yol Haritası
- Endüstriyel ve evsel atıkların arıtımı için yeni teknolojilerin kullanılması.
- Deniz yüzeyi temizleme ekipmanlarının artırılması.
- Eğitim ve farkındalık kampanyalarıyla toplumsal bilincin yükseltilmesi.
Marmara Denizi’nde sürdürülebilir bir çevre politikası benimsenmediği takdirde, bu sorun yalnızca Gölcük ile sınırlı kalmayacak ve bölgesel bir felakete dönüşebilecek.
Kaynak:https://www.ensonhaber.com/
