Ben Ayşe Şen Şimşek
Denizli’nin Süller mahallesinde, dağ yamacı bir köyde yaşıyorum. Aslen Yayladağı hataylıyım. Yörük Kızı Fatma kadının torunuyum. Filmleri aratmayan bir hikayem var. Çukurova’nın kavruk bir hikayesi… Dedem rahmetli ırgat olarak girdiği ağanın yanında zamanla toprak zengini olur, ağa olur. Babaannem ağa kızıdır ama topraklarını kaybeder iflas eder. haliyle annem de köyde yaşamını sürdüren bir çiftçi ailenin Kızı… Babaannem babasından kalan zenginliği bitince çocuklarını alır Reyhanlı’ya göç eder. Yani biyolojik babam şehirli geçinen bir delikanlı düşünün yıl 1980’ler baba sesi güzel bir türkücü dönemin Kibariye’leri ile düğünlerde türkü söylemiş. Hâl böyle olunca annem babama aşık olmuş ama babaannemin ve biyolojik babamın derdi annemde değil, aşkı da değil babasının parası… Anneannem istemese de evlenmişler. Annem masal tadında bir dünya beklerken narsist bir adamın eline düşmüş zavallı. Annemin önce dedemin aldığı Altınları Satılmış sonra anneme sen köylüsün sabun kokuyorsun diye aşağılamalar başlamış. Giydiği çiçekli şalvar suç olmuş, kullandığı defne sabunu suç olmuş… Bir gün kolu kırılmış, bir gün ayağı… Gel gelelim gün yüzü görmemiş annem sonra biyolojik babam seni sevemedim diyip annemi pavyondan aşık olduğu bir kadın uğruna terk edip gitti. Annem hayatı boyunca sevdiği adamı bekledi, ben lisede son sınıftayken kansere yakalandı ve vefat etti. O gün oldu devran döndü, garibanlık üniversiteyi kazandım ama ana baba olmayınca oda bitmedi evlendim. Ege’ye taşındım. Her genç annesinin kaderini çeyiz olarak taşırmış, annemin kaderi biçildi sanki… Sağ olsun kayınvalidem zalimdi. O da yetim büyümüş ama zalimdi. Ne komşuya gitmeme izin vardı, ne pazara… İnek sağmayı bilmezdim, inek sağmayı öğrendim. Bağ çapalamayı bilmezdim, bağ çapalamayı öğrendim. Tarhana, erişte yapmayı öğrendim. Nurlarda uyusun yine de hayatta neye zorlanırsa onu en güzel yaparmış insan. Sevilmemiş o da rahmetli… Kayınpederim de narsist ruhlu bir adammış sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmemiş. Kadın görmemiş ki sevgi göstersin. O yüzden suçlamıyorum. Sabah erken kalkardım. İnek sağardım sonra tüm gün boşum, dağları izlemekten başka ne işe yarıyorum diyordum sonra bir akaryakıt bayisinde iş buldum. Muhasebeyi öğrendim. Tüm çabamla 7 yıl orada çalıştım. Daha sonra başka bir fabrikada çalıştım. Sabah inek sağmaktan izin günlerimde bağ bahçe işleriyle çalışmaktan vazgeçmedim sonra oğlum doğdu.
Benim oğlan her çocuk gibi çok sık hasta olurdu. Denemediğim yöntemde kalmadı. Balık yağı, C vitamini vs… anneannemle hala yaşıyor, her memlekete gittiğimde kızım sütün bol, şu oğlana Şirden maya ile peynir yap yesin hasta olmayacak dedi. Kokar yemez derken anneannem yaptı. Benim oğlan yedi sonra tarifini öğrendim anneannemden kendim ufak ufak yaptım. Peynirleri seveceği şekilde şekillendirdim. Benim minik yavrum hasta olmaz oldu. Bağışıklığı güçlendi ve şimdilerde çok yakışıklı bir delikanlı oldu. Sonra kendime bu bilgiyi saklayamam insanlara da anlatmalıyım diye başladım İnstagram da anlatmaya sonra talep geldi Annelerden… Ufak ufak yapıp satmaya başladım ve çok beğenildi. Anneler taleplerini arttırdı. Zaman içinde doğal reçeller ürettim; tarhanalar, erişteler… Annemden, kayınvalidemden, anneannemden ne öğrendiysem tek tek bugüne uyarladım. Rahmetli kayınvalidemin 30 metrelik mutfağında yapmaya başladığım, kimsenin bana inanmadığı bir serüvene 7 kadın Çalışanımla, 4 Yıldır 280 bin takipçimle devam ediyorum. Geçen yıl ekolojik sistemde ziraat bankasının onur konuğu olarak Denizli’yi temsilen İstanbul’da yaşadıklarımı anlattım. Unutulan, yüzyıllarca atalarımızın kullandığı Şir’den mayalı anne usulü bir mayanın yeniden insanlar tarafından sevilmesini bana nasip eden rabbime hamdolsun. Minik bir butik mandıram var. Anlaşmalı çiftçi kadınlarımızla ilaçsız sebzeler üretip onları reçel, tarhana, salça olarak tüm Türkiye’ye gönderiyoruz. Ben Ayşe, herkesin başaramaz dediğini başardım. Annem köylü olduğu için terkedildi, aşağılandı… Annemin, babamdan intikamını aldım. Annemin tarifleriyle tüm Türkiye’ye ürünler gönderiyorum. Annem kazandı, annem gibi kadınlar kazandı, Şimdi Allah izin verirse daha çok çalışıp daha çok kadın istihdam etmek istiyorum. Annem gibi kadınlar erkenden bu dünyadan gitmesin. Ayşe’ler yetim kalmasın diye ben Ayşe şen Şimşek, Fatma kadının torunu, Semra Şen’in Kızı Sıdıka Şimşek’in geliniyim. Ege’yle Akdeniz’in senteziyim. Bir kadın isterse dünyayı güzelleştirir. Bizimle beraber dünyayı güzelleştirmeye var mısınız? 🌺🌺