1. Haberler
  2. ÖZEL HABER
  3. DUAYEN GAZETECİ ERTUĞRUL ÖZKÖK ve CENGİZ SEMERCİOĞLU’NUN NESRİN İÇLİ’YE ÖZEL RÖPORTAJI…

DUAYEN GAZETECİ ERTUĞRUL ÖZKÖK ve CENGİZ SEMERCİOĞLU’NUN NESRİN İÇLİ’YE ÖZEL RÖPORTAJI…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazeteci Nesrin İçli’nin duayen Gazeteci Ertuğrul Özkök ve Cengiz Semercioğlu ile gerçekleştirdiği özel röpörtajdan satır başları;

Nesrin İçli: Yurt dışı iletişim ve diğer birçok alanda sahip olduğunuz güçlü sosyal ilişki ağını yaratmanızı ve muhafaza etmenizi sağlayan sırrı paylaşır mısınız?

Ertuğrul Özkök: Yurt dışı bağlantısı, yurt dışı ilişkileri dediğiniz şey sizin birincisi yaptığınız meslekle ilgili bir şeydir. Yani mesleğinizin yurt dışıyla bir bağlantısı var mı yok mu? İkincisi; insan ilişkileri. Üçüncüsü; girişkenlik. Dördüncüsü; çalıştığınız kurumun yurt dışındaki temsil gücü ve kabiliyeti. Ama bütün bunların ötesinde tabii ki sizin kişisel ilişki kurmakla ilgili bir arzunuzun olup olmaması. Bizim mesleğimizde dünyaya açık bir insansanız hele hele bugünün sosyal iletişim teknolojileriyle vs. bu tabii çok önem kazanıyor. Ama şunu söyleyeyim; bu ilişkiler kendiliğinden kurulmuyor. Bazı benim sahip olduğum koltuklarda oturan insanlarda bu ilişki yok mesela; Türkiye’de benim dışımda bu ilişkileri kuran kim vardı dersen, benden önce belki Hasan Cemal vardı. Ama mesela Zafer Mutlu’nun böyle ilişkileri yoktu. Bu biraz da insana bağlı bir şey. Ama benim ilişkilerim sadece meslekle ilgili de değil. Ben her alanda ilişki kuran bir insanım. Konserlere gidiyorum, oraya gidiyorum, buraya gidiyorum…  Bir de şöyle bir şeyim var; okuduğum güzel bir şey olunca e-mail ile vb. bir şekilde o kişiye duygularımı iletiyorum. “Çok beğendim, çok hoşuma gitti, çok teşekkür ederim” diyorum. Bunu herkese yapıyorum. Her insanın alkışlanmaya ihtiyacı vardır. Bana da mesela biri telefon edip yazın güzel deyince bir kişi bile olsa o günümü, dünyamı değiştiriyor. Bu, bu kadar önemli bir şey. Bu tarz düşünceleri hiç saklamamak lazım. Bütün bunlara sahip olduğunuz zaman böyle bir ilişki ağı ortaya çıkıyor. Ben Dünya Yayıncılar Birliği’nin yönetim kurulu üyeliğini yaptım, Davos’un Dünyanın En Etkili 100 Medya Lideri arasında seçtiler beni. 10 yıl boyunca gidip geldim ve listede yerimi korudum. Davos’ta birçok insanla tanıştım.  Almanya’da Bild Gazetesi’nde yazı yazdım. Bu, zamanla insanın arzusuna ve kabiliyetine göre oluşan bir şey. Ve çok da yararlı bir şeydir bu çünkü ülkenizi de anlatabiliyorsunuz, sadece kendinizi değil. Bir de zor durumlarınızda tabii ki size müthiş bir moral, arkadaş grubu yaratıyor. O bakımdan çok önemli bir şey…

Nesrin İçli: Müzik konusundaki bilginizi güncel tutmayı başarmak için ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Bu konuda neler yapıyorsunuz?


Ertuğrul Özkök: Çok güzel bir soru, bana bu tarz sorular sorulduğunda çok mutlu oluyorum. Hayatımda müziğe çok önem veriyorum. Çocukluğumdan beri müziği sadece dinlemek değil müzikle ilgili bilgi sahibi olmak da benim için çok önemliydi. Ben İzmir’de küçücükken İngilizce bilmezken, radyolarda şarkıları bulma imkânım yokken; babamın bana verdiği harçlıkla Melody Maker dergisi alırdım, İngiltere’deki ilk 50 şarkı listesini ezbere bilirdim. Oysa o şarkılardan dinleyerek bildiğim iki tane vardı ama bana Melody Maker listesinde hangi şarkılar var diye
sorarsanız 50 tanesinin ismini ezbere bilirdim. Şimdi de müzikle çok ilgiliyim ve Spotify gibi streaming platformlarının ortaya çıkması müziğe ulaşımı çok kolaylaştırdı. Yani size şöyle anlatayım; benim hayatımda aldığım ilk plaklar 78 devirli 3 plaktı İzmir’de babamın verdiği parayla almıştım. 3 plakta toplam 6 şarkı vardı. O 3 plağı kolumun altında otobüsle eve götürürken yolda otobüste kırılacak diye kalabalıkta ayakta çektiğim acıyı hala unutamıyorum. Şimdi şu anda cebimde 60 milyon şarkıyla geziyorum.  Her Cuma sabahı erken kalkıyorum çünkü müzik platformlarında yeni şarkılar yükleniyor ve listeler yenileniyor. Cuma sabahı giriyorum, tabii hepsine bakmam mümkün değil, çünkü günde 20-30 bin yeni şarkı yükleniyor. Ama Spotify benim algoritmamı tanıyarak 50 şarkılık bir liste sunuyor bana, “Sen bunları sevebilirsin.” diye. Bir de kendi DJ’lerinin hazırladığı güzel şarkılar var, altta da bu hafta çıkan yeni albümler var. Yani şöyle diyeyim; Cuma sabahtan öğlene kadar müzik taramasıyla geçiyor. Ama onun dışında hayatımızın her anında; mesela dizi seyrediyorum, dizide bir müzik var, bilmediğim bir müzik, hemen Shazam’dan bakıp Spotify’dan dinliyorum. Hoşuma giderse oynatma listeme ekliyorum. Çok fazla müzik dergisi ve müzik sitesi de okuyorum. Müzikle ilgili sadece müzikal gruplarla ilgili değil, müzik endüstrisini de yani Universal Music neleri satın aldı, Bob Dylan’ın bütün repertuarı kaç paraya satıldı vb. hepsini takip ediyorum. Bunları kullandığım için değil sadece çocukluğumdan beri merakımdan dolayı. Müzikteki bu tür yaklaşımlar emin olun insanın dünyaya bakışını da etkiliyor.

Nesrin İçli: İç ve dış siyaset ile ilgili stratejik görüşlere yer verdiğiniz yazılarda korumaya özen gösterdiğiniz ilkelerden ve eksenden bahseder misiniz?


Ertuğrul Özkök: Ben hayatımda her zaman Türkiye’nin bir Batı ülkesi olması gerektiğini vatandaş olarak savundum. İki; İnsan Hakları, üç; demokrasi, dört; kendini azınlık hisseden insanların korunması,
Beş; ahlaki konularda insanlara baskı yapmamayı, her insanın kendi ahlaki normlarını kendisinin belirlemesini ve insanlarla ilgili hakaret, aşağılama gibi konularda çok dikkatli olunması gerektiğine dikkat ettim, mizaha çok önem verdim, yazılarda mizahın olmasına, yani benim dikkat ettiğim şeyler bunlardı her zaman için bir de konu çeşitliliği yani; benim için siyaset en gerilerden gelen bir şey. Daha önce gelen hayatta bir sürü şey var.

Nesrin İçli: TV100’de büyük bir ilgi ile izlenen “Cengiz ile Ahtapot” programının isminin bir hikâyesi var mı?


Cengiz Semercioğlu: Evet, bir hikâyesi var, Cengiz ve Ahtapot’a biz ne zaman başladık? Geçen yıl Aralık ayında başladık, neredeyse bir sezonu tamamlayacağız, neden Ahtapot sorusuna gelirsek, şundan dolayı Ahatapot, çünkü Ertuğrul Özkök’ün okuldayken lakabı Ahtapotmuş, arkadaşları Ona ortaokulda, lisede ahtapot derlermiş, bir sebebi de yokmuş aslında böyle lakaplar takar ya gençler birbirlerine, belki eli kolu her tarafta olduğu için, daha o zamandan belliymiş herhalde ama derin sularda yaşadığı için ahtapotlar kollar falan… Dolayısıyla ahtapot kalmış, ama Cübbeli Ahmet diyor ki: O, ahtapot olsaydı kolları o kadar olsaydı derin Hürriyet’ten gönderilmezdi…

Nesrin İçli: Ertuğrul Özkök ile harika bir ikili oldunuz. Birbirinizi hangi konularda tamamlıyorsunuz?

Cengiz Semercioğlu: Çok eskiden beri tanışıyoruz, benim yayın yönetmenimdi Ertuğrul Özkök yıllarca, 20 yıla yakın herhalde. O yayın yönetmenliği döneminde ben de Hürriyet’teydim, benim kariyerimde köşe yazarlığımda çok önemlidir, çok etkisi vardır ve yıllarca Hürriyet’te tabii ki beraber çalıştık, daha sonra Hürriyette yazar olarak devam ettiği dönemde de beraberdik ama tabii, ilk defa böyle bir televizyon formatı deniyoruz. Böyle yıllardır birbirimizi tanıyıp canlı yayında karşı karşıya gelmek güzel bir tesadüf oldu.  Pek çok konuda ters düştüğümüz noktalar oluyor, ama şunu söylüyoruz, altını hep çiziyoruz hiçbir zaman, tartışsak da kavga da etsek, birbirimize biraz yükselsek de ben saygımı kaybetmiyorum. Çünkü biz alaylıdan yetişmiş

Nesrin İçli: Dijitalleşmenin hayatınıza etkileri nelerdir?

Cengiz Semercioğlu: Tabii ki bütün dünyada olduğu gibi, bizim de bu etkilerden kurtulmamız mümkün değil, artık tamamen dijital bir dünyada yaşıyoruz, yazılı basından dijitale evirilmemiz, sosyal medyaların etkisi, sosyal medyaların hayatımıza bu kadar girmesi, bundan kaçınmak çok zor zaten, pek çok haber bile pek çok gündem bile, sosyal medyadan dijital dünyadan dönüyor. Böyle bir dünyadayız artık, buna ayak uydurmak zorundayız. Burada doğru gazetecilikler doğru işler yapmak durumundayız. Biz zaman zaman çok tartışıyoruz meseleyi, yani çok pespaye işler de oluyor, ama güzel işler de var tabii ki, şimdi sosyal medya yasası gündemde, bunun nasıl denetleneceği gündemde ama sosyal medya bu. Hatırlayın 1992 yılında televizyonlar kurulduğunda ne bir yasa vardı ne bir şey vardı televizyonlarda sigaralar içilip her şey yapılıyordu, bunlar da bir denetim altına alındı, ama mutlaka ve mutlaka sosyal medyada kendi içinde yıllar içinde dünyada, bu sadece bizim sorunumuz değil zaten, dünyanın meselesi bu, sosyal medya. Bir yere oturacaktır, biz de bununla yaşamak zorundayız.

ERTUĞRUL ÖZKÖK kimdir?

Ertuğrul Özkök (d. 8 Nisan 1947, İzmir), yaklaşık 20 yıl boyunca Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapan Türk gazeteci ve akademisyendir. Hâlen Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı olan Özkök, Hürriyet’teki Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılmıştır.

Ertuğrul Özkök’ün babası Şükrü Özkök, Bulgaristan’ın Kırcaali ilinde doğdu. Gazi İlkmektebi, İzmir Namık Kemal Lisesi ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda okuyan Özkök, bir yıl TRT’de muhabir olarak çalıştı. Ardından Fransa’da İletişim Bilimleri’nde doktora yaptı.

Hacettepe Üniversitesi’nde 1986 yılına kadar Öğretim Üyesi görevini üstlendikten sonra, Hürriyet gazetesinde çalışmaya başladı. Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak 20 yıl görev yaptıktan sonra bu görevi 29 Aralık 2009 tarihinde bırakmıştır. Emin Çölaşan, Ertuğrul Özkök hakkında son kitabında, (Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi) birlikte yaşadıkları bazı anıları anlatmıştır. Özkök, ayrıca TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesidir.(Vikipedi)

CENGİZ SEMERCİOĞLU kimdir?

Cengiz Semercioğlu (d. 1967, İstanbul), Türk gazeteci ve televizyon yapımcısı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünde okurken 1988’de gazeteciliğe başladı. 1992 yılında Hürriyet gazetesine çalışmaya başladı. Yazdığı televizyon eleştirileriyle tanındı. 1998 yılında Star Haber’e geçerek editörlük görevinde bulundu, sonra bir süre Star gazetesinde çalıştı. Şubat 2000’de Cine 5’e geçti, Kasım 2007 sonuna kadar bu kanalda görev aldı, bu süre içinde “Başka Yerde Yok” programını yaptı. Habertürk’e kendi hazırlayıp sunduğu Full Ekran adlı programı yaptı. Şu anda hürriyet Kelebek ekinde yazarlık ve çeşitli kanallarda yapımcılık yapmaktadır. Cengiz Semercioğlu, Full Ekran‘a CNN Türk ve sonrasında Star Tv’de devam etti. Full Ekran‘dan sonra hâlen devam etmekte olan tv8’de yayınlanan İki Laf Edelim adlı programı yapmaktadır.

Ayrıca Kurtlar Vadisi dizisinin 60. bölümünde ve Jet Sosyete dizisinin 7. bölümünde konuk oyuncu olarak yer aldı.

(Vikipedi)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

extrabetcasibomcasibom güncel girişpadişahbetistanbul escortgoefast.comBETPARKjojobetjojobetjojobetjojobetjojobet girişcasibombelugabahis güncel girişbetistextrabetmeritkingmatbetmatbet güncel girişjojobetcasibomcasibomfixbetjackbetjackbetcasibom girişjojobet güncel girişşişli escortjojobetmeritking online girişBornova Escortfortune coinsdumanbet girişmatadorbet girişbetmatikmatadorbetcasibomcasibomcasibom girişcoinbarcoinbarhigh 5 casino real moneystakeslotomaniagrandpashabet 2198grandpashabetmariobet güncel girişcasibomjojobet girişcasibomcasibom girişjojobet güncel girişimajbet güncel girişankara escortimajbetmarsbahis girişbaywincasibom güncel girişjojobet resmi girişcasibom girişcasibom girişdeneme bonusu veren siteler 2024marsbahis girişmarsbahis girişimajbet güncel girişpulsz casinosekabet girişslots of vegassweepslots loginhello millions loginsupertotobet canli bahiscasibom son adresonwin üyelikcasibom telegramcasibom güncel adresicasibom girişcasibom girişcasibom girişMeritking Güncel Girişdeneme bonusu veren sitelerbetpark girişcasibom girişcasibom girişextrabetGrandpashabetGrandpashabetGrandpashabetbetwoonbetwooncasino sitelericasibom girişjojobetGrandpashabet GirişonwinBuca Escortbaywin girişbaywinbetciocasibomcasibom girişGrandpashabetgrandpashabetgrandpashabet girişcasinolevant